Reklam, algıyı yönetmektir

Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer! Bu cümlenin sahibi Peter Ferdinand DruckerAvusturyalı yazar/yönetim bilimci, akademisyen. Reklam dünyasında kültür/şirket kültürü gerçekten stratejiyi kahvaltı niyetine yer mi?
Reklam, algıyı yönetmektir. Algıyı yönetmek ise kitlelerle markanın iletişimi doğru yönlendirmektir. Algı yönetimi siyaset, reklam ve iş dünyası başta olmak üzere hayatın birçok alanında kullanılmaktadır. Markalar, insanların sevdiği ve ihtiyaç duyduğu eylemleri yaratabildiğine göre algıyı yönetmeyi becermişlerdir. 

Markanız hedef kitleniz tarafından nasıl algılanıyor?

Köklü, geleneksel, modern, dürüst, güvenilir, sert, yumuşak, eğlenceli, uzman, lider vb. Verdiğiniz cevaplar bizi, ilk paragrafa, şirket kültürüne götürür.  Şirket kültürünüz zamanla oluşturulur ya da oluşur. Dışa yansıması da markanızın algılanma biçimidir.

Geri dönüşümlü reklamlar için; duyguları harekete geçirmek gerekir. Markanız hangi mecra üzerinden hedef kitleye ulaşmalı, hangi hedef kitleye ulaşmalı, tepkileri nasıl yöneteceksiniz?  İşin büyülü yanı; tekrarlanan her reklamda hedef kitleye, her seferinde yeniden markaya sahip olabilme duygusunu hayal ettirebilmek ve arzulatmaktır. Sonrasında duygular onu harekete geçirecek ve markanıza ulaştıracaktır. 

Algı yönetiminden bir haber olan reklam verenlere iyi bir strateji oluşturmak ve bunu uzun yıllar yönetmek oldukça zordur. İki tarafta algı yönetiminden haberdar ve bunun için stratejiler oluşturulduğunun farkında olmalı. Yoksa en güzel stratejiyi oluştursanız da yanlış şirket kültürü, stratejiyi kahvaltı niyetine yer.

Olumlu düşünürsek; doğru bir şirket kültürüyle oluşturulan strateji de rakiplerinizin stratejisini kahvaltı niyetine yer!

Yanlış bir şirket kültürü ile yanlış bir strateji yaptığınızda algı yönetiminiz yerle bir olur. Sonrasında siz istediğiniz kadar reklamın iyisi de kötüsü de olmaz saçmalığına sığının. Bu saatten sonra tohumu yeniden yeşertmek imkânsız değil zordur.  Ve yapılması gereken tek şey, sorunlara değil imkânlara odaklamak. Sorunlara takılmak ilerlemeyi engeller, ama imkânları kullanmak çözüm üretir.